Newroz köken itibarıyla bir söylencedir. Asıl olarak Kürt, Fars ve Azeri halkları arasında bilinen, onların değişik biçimlerde yaşattıkları bir gelenek, kültürel bir motiftir.
Newroz söylencesinin özünü zulme karşı isyan oluşturur. Dehak zulmün simgesidir. Demirci Kawa ise isyanın. Günümüzün toplumsal gerçekliğinde halkları zulmüyle sindirerek boyunduruk altında tutan, gençlerin beyinleriyle beslenerek geleceklerini de çalan bugünün Dehak’ları emperyalistler, işbirlikçi burjuvaziler ve bölge gericilikleridir. Toplumları zulümden kurtaracak simgesel güç olarak Kawa’nın sınıfsal karakteri ise değişmemiştir: Proletarya ve emekçiler.
Newroz bu coğrafyada onlarca yıl bir söylence ve gelenek olarak yaşadı. Ne zaman ki Mazlum Doğan Amed zindanının zifir karanlığını üç çöp kibritle yırttı, o günden sonra Newroz Kürtlerin gözünde yeni bir anlam ve ruh kazandı. Kürt ulusal bilinci ve uyanışının devrimci sembollerinden biri haline geldi. 1990’ların başında Serhıldan ruhuna büründü. Yüzlerce yıldır süregelen inkar ve asimilasyon politikalarının teslim alıp baş eğdiremediği Kürt halkının kitlesel “Ez li vir im” haykırışına dönüştü.
Newroz’un kazandığı bu anlamı artık hiçbir güç Kürt halkının bilincinden ve ruhundan söküp alamaz! Artık hiç kimse Newroz’u isyancı özünden arındırılmış folklorik bir gün haline döndüremez!..
Kürt halkı ve özgürlük hareketi 2025 Newroz’unu çok kritik bir tarihsel eşikte karşılıyor. Gücü gücü yetene zorbalığı ve kuralsızlığın ‘yeni normal’ haline geldiği koşullarda Ortadoğu’da yaşanan alt üst oluş bölge halkları gibi Kürt halkını ve onun öncülerini de hayati tercihler yapma zorunluluğuyla karşı karşıya bırakmış durumda. Koşullar özellikle Rojava somutunda kimi yeni fırsatları da içeriyor belki ama tehlikeler daha büyük. Şu kesitte esen rüzgarların yön değiştirmesi durumunda bugüne kadar ödenen bedellere eklenecek yeni bir imha riskiyle karşılaşmak bunların başında geliyor. Ayrıca tek tehlike bu değil. Dolayısıyla iyimserlik ve umut yanında kuşku ve ihtiyatı da elden bırakmamak gerekiyor.
İçinde bulunduğumuz tarihsel kesit halen büyük belirsizliklerle dolu. Üstelik Kürt halkı ve öncüleri, Türkiye proletaryası ve emekçileri başta olmak üzere dostlarının güçlü bölgesel ve uluslararası desteğinden yoksun olarak yollarını bulmak mecburiyetiyle karşı karşıyalar. Dönemin ve sürecin bu özelliğine gözlerini kapatan abartılı tek yanlı yaklaşımlar bu yüzden tehlikelidir. Sürecin içerdiği riskler konusundaki uyanıklığı köreltir. Temelsiz beklenti ve hayalleri körükler. Yarın bir gün yaşanma olasılığı hiçte az olmayan tersliklerle karşılaşıldığında yaşanacak hayal kırıklığını ve moral bozukluğunu büyütür hatta ruhsal çöküş yaşanmasına zemin hazırlar.
Ne var ki Kürt siyasal hareketinin yasal planda öne çıkan temsilcileriyle medyadaki kanaat önderleri bu tehlikeyi umursamayan bir akıl tutulması sergiliyorlar. Tarihten ve daha önceki girişimlerden çıkarılan derslerin deneyimiyle hareket etmek şurada dursun yaşananları da dikkate almadan içi boş bir iyimserlik pompalıyorlar. Öte yanda faşist iktidar bloku ise Kürtler dahil tüm toplumsal muhalefet dinamiklerine dönük saldırganlığında vites büyütmeye devam ediyor. Rojava’da yeni Roboski’lerin yaratılmasından tutalım kayyım gaspları ve siyasi soykırım operasyonlarının CHP’yi içerecek tarzda genişlemesine varan saldırılar aynı zamanda Kürt halkının iradesini teslim alma çabalarının bir parçasıdır. Bunlar bile uyarıcı olmuyor.
Newroz elbette umuttur, coşkudur, özgüce güvenin dolu dolu hissedildiği özel anlardan biridir. Tarihi boyunca büyük acılar yaşamış, ağır bedeller ödemiş yiğit Kürt halkı bu coşku ve güveni kuşkusuz bu Newroz’da da yaşayacak ve konuşturacaktır. Bu onun en doğal hakkıdır. Hesap-çıkar gütmeyen yoldaşları olarak onların coşku ve heyecanını elbette biz Türkiyeli komünistler de paylaşacağız. Birleşik bir mücadelenin siperlerinde omuz omuza vermiş olmanın hazzını ve gururunu bu Newroz’da da bir kez daha duyumsayacağız. Ve en önemlisi kendi gücümüze ve birbirimize güvenimizi tazeleyeceğiz!..
Newroz pîroz be!
Türkiye İhtilalci Komünistler Birliği (TİKB) Merkez Komitesi
20 Mart 2025