Salim’in ardından… (7 Ocak 2018)
Dostumuz, yoldaşımız Salim Gümüş’ü lanet bir trafik kazasında kaybettik… Geride, gözbebeği kızı İdil, sevdiği tüm yakınları, dostları ve mücadelesi kaldı. Mücadele, hınzır, gözüpek ve net bir çocuğunu kaybetti.
Lise yıllarından itibaren mücadele içinde olan Salim, son nefesine kadar da mücadele içinde oldu. Lise yıllarında dayısının kızı Ferda Civelek’i Devrimci Sol operasyonunda yargısız infazla ellerinden almışlardı. Bunun acısını hiç unutmadı, ama bu onun mücadele azmini de biledi.
Daha lise yıllarında işkenceyle tanışan Salim, sonraki yıllarda kendisine işkence yapan polislerin bile işkenceye uğramaması gerektiğini yazıyordu FETÖ operasyonları sırasında. Ardından üniversite ve Devrimci Proleter Gençlik okuru ve çalışanı oldu. Bu yıllarda da Edirne’deki faşistlerle çatışmalardan, kırılan burnundan gülerek bahsederdi.
Üniversiteden sonra Alınteri Gazetesi‘nde muhabirliğe başladı. 1996-1998 yılları arasında gazetede çalıştı. İşçi sınıfı çalışmasına adeta aşkla bağlı Salim’in girmediği fabrika, bulunmadığı grev, direniş yoktu. Hatta daha direnişler patlamadan fabrika içinde olurdu. İşçiler arasında öyle çok seviliyordu ki, haberler anında ona uçuruluyordu. Son derece çalışkan, meraklı, hareketli ve muzip yapısıyla işçilerin gönlünü fethediyordu adeta. Sınıf çalışmasını görev gibi değil böylesine aşkla yapan birine az rastlanırdı.
Gazete yıllarından sonra Çorlu’ya işçi çalışması yapmaya gitti, orada sendikal çalışmalar yaptı ama sendika ağaları kendisinden hiç hoşnut olmadı. Hatta çalıştığı sendikadan da ağalar tarafından atıldı. Son yıllarda ise hiç kopmadığı mücadele mecrasında HDP içerisinde yer almanın öneminden bahsediyordu ve zaten tüm çalışmalarında da yer aldı. Yaz aylarında muhtarlarına kadar cadı avı yürütülen HDP operasyonlarında herkes tutuklanırken, o da ifadeye çağrıldı. Kesin tutuklama beklenen bu ifade vermeye ayağıyla “Başımız dik, diktatörlüğe boyun eğmeyeceğiz. Görüşmek üzere yoldaşlar…” diyerek gitti. Şaşırtıcı şekilde tutuklanmadı.
En son iki hafta önceki HDP kongresinde HDP Tekirdağ İl Eş Başkanlığı’na seçildi. Ateşten gömlek giymekle eşanlamlı bu göreve seve seve talip oldu. Çünkü Salim böyle biriydi, gözüpek, kararlı, korkusuz, tatlı su solculuğundan nefret eden… Ama aynı oranda da şairdi, sosyal medya paylaşımlarından şiirleri, aşk sözleri eksik olmazdı. Bir de canı gibi sevdiği kızı İdil’in fotoğrafları… Matbaasından gazete satışına her kısmında emek verdiği Alınteri’ne ise sevgisi hiçbir zaman bitmedi. Salim şimdi, hiç unutmadığı, hep bahsettiği, iş kazasında kaybettiği babasının koynuna gömülecek…
Son sözü Salim söylesin:
“Hiçbir şeyi unutmuyoruz elbette. Ne kim olduğumuzu, ne yapmaya çalıştığımızı, neden yaptığımızı, ne istediğimizi, kime karşı mücadele ettiğimizi, neyle karşı karşıya olduğumuzu, nereden geldiğimizi, nereye gitmek istediğimizi, yaşadığımız hiçbir şeyi elbette unutmuyoruz. Toplumların hafızası vardır, biz işte o hafızanın kendisiyiz. Sokakların, meydanların bir tarihi vardır işte o tarihin çocuklarıyız biz. Ve tarih bizi yeniden çağırdığında elbette randevuya tam saatinde geleceğiz.”
Bir yoldaşı