Yargılayan Savunma

ÖNSÖZ

12 Eylül döneminin hukuksuz yargılamaları sonucunda idam ve en ağır hapis cezaları verilerek cezaevlerine doldurulan binlerce siyasi hükümlünün ve yargılamaları devam eden siyasi tutukluların bu davalardaki tavırlarının ve savunmalarında ifade ettikleri düşüncelerinin kamuoyuna yansıtılması, hem 12 Eylül’ün bu alandaki baskı, demagoji ve tahribatının neden ve sonuçlarının daha iyi anlaşılmasına hem de yargılanan siyasi çizginin daha iyi tanınmasına yardımcı olacaktır.

Bu düşünce ışığında hazırlanan kitap, 12 Mart döneminden bu yana avukatlıklarını yaptığım ve 12 Eylül döneminde Türkiye İhtilalci Komünistler Birliği davasının önde gelen sanıklarından olan müvekkillerimin siyasi düşünce ve tavırlarını yansıtan savunma ve dilekçeleri ile duruşmalarda ve duruşmalara geliş gidişlerde yaşadıkları bazı olayla ilişkin anılarının bir derlemesidir.

Savunma ve dilekçelerinde ifade ettikleri düşünceleri nedeniyle müvekkillerim onlarca yıl ağır hapis cezalarına mahkum edildiler. Savunmalar nedeniyle açılan davalarda yapılan yeni savunmalar, yeni soruşturmaların konusu oldu; ta ki 12 Eylül savcıları pes edene dek. Bu nedenle ceza ve soruşturma gerekçesi olarak kullanılan kelime ve cümleler savunma metinlerinden çıkartılmıştır.

İlk bölümde yer alan röportaj, 12 Eylül yargılamaları ile bu yargılamalarda gösterilen tavırların kısa bir değerlendirmesini müvekkillerin anlatımları ile aktarma amacını taşımaktadır.

Müvekkillerin savunmalarından da anlaşılacağı gibi 12 Eylül yargılamaları anti-demokratik, hukuk dışı yargılamalardır. Demokratik bir yargılamanın olmazsa olmaz koşulu olan savunma özgürlüğü kimi zaman tek tip elbise giyilmemesi kimi zaman da savunmaların siyasi niteliği bahane edilerek sınırlanmış ya da ortadan kaldırılmıştır. Savunma hakkı tanımamak bir yana, kimlik saptaması bile yapılmadan mahkumiyet kararları verilebilmiş ve bu kararlar Askeri Yargıtay’ca onaylanmıştır. Yürürlükte bulunan yasalara göre sanık avukatı ile her zaman serbestçe görüşebilir ve muhabere edebilir hükmüne rağmen TİKB davasındaki gerekçeli karar yazılıncaya kadar sanıklar avukatları ile görüştürülmemişlerdir. Görüşülebilen sanıklar da dakikalarla sınırlı sürelerle görüşebilmiş ve bu görüşmeler yasaya aykırı olarak görevliler huzurunda yaptırılmıştır. Konuşmaları beğenmeyen görevliler görüşmeyi kesebilmişlerdir. Avukat ile hangi konuların görüşülebileceği er ve astsubayların takdirine bırakılmıştır.

Bir önsöz sınırları içinde değerlendirilmesi mümkün olmayan demokratik usul ve hukuksal dayanaktan yoksun; işkence, kan ve ölüm kokan tutanaklara dayanan 12 Eylül yargılamalarının tüm sonuçları ile ortadan kaldırılması bir zorunluluktur.

Avukat İbrahim AÇAN