Yazılı yönlendirmeler

Aşağıdaki metinler, Yurtdışı Komitesi’ne (YDK) Merkez Komitesi (MK) adına yapılan YAZILI yönlendirme ve uyarılara dair örneklerdir

4 Haziran 2003

Karar tasarısı 1: Eylül başına kadar ana matriksi çıkarmalıyız. Yardımcı olacak iki insanla hızla bağ kurulmalı. Eylül başında OÇ’nin ilk sayısı burada yayınlanmalı. Ağustos ortasında son hali görülecek. Eylül başında hazır.

Karar tasarısı 2: A. Yücel’i anma toplantısı, piknik. Anma, içerik/biçim ve yöntemler her ülkenin kendi yöneticileri tarafından belirlenecek. Eşine her yerden mesaj, YDK mesajı.

Karar tasarısı 3: YDK kendi raporunu hazırlamak da dahil ülke komitelerinin raporları toplanacak. Raporlar, rapor anahtarı çerçevesinde belirlenecek / Ogün görev aldı.

Karar tasarısı 4: Bütün organlarda DP’nin değerlendirmesi yapılacak / yazılı sayı değerlendirmesi.YDK-ülke komiteleri-organ değerlendirmesi

Karar tasarısı 5: YDK’daki genel durum, ileriye dönük adımlar ana çizgileriyle bilgi notu.

Karar tasarısı 6: Sosyo-politik alan araştırmasına dair aydınlatıcı bilgi fels verecek. E …da kendisininkileri iletecek.

Karar tasarısı 7: Bağbozumu özel bir hassasiyetle üzerinde duracağımız bir etkinlik olacak. İsim bildirmek gerekiyor. 5 yedek, 5 lojistik ayarlanmalı. 1 hafta içinde iletilecek.

Karar tasarısı 8: WEB sitesi Eylül ayında yürürlüğe girecek. N’nin ülkelerden yardım ve destek talepleri karşılanacak.

Karar tasarısı 9: Uluslararası seçki Eylül içinde sonuçlanacak (gerekirse parayla).

Karar tasarısı 10- Herkes kendi alanında kime ne kadar borcumuz var; bunlar belirlenecek.

Karar tasarısı 11: Muhasebe sisteminin esasları:

    1. Ülke ve YDK bazındaki bütün gelir ve giderler ana kalemler halinde kayıt altında tutulacak ve bunlar her 2 ayda düzenli rapor olarak verilecek.
    2. Ülke komiteleri ve o alandan sorumlu YDK üyesinin bilgisi dışında ülkelerden hiçbir borç alımı yapılmayacak.
    3. Borç alınırken ödeme gücümüz dikkate alınarak gerçekçi vadeler, ödeme sözü verilecek. Sözümüzü yerine getirmek için elden gelen yapılacak. Kendimizi aşan nedenlerle ödemeyi zamanında yapamayacağımız anlaşılırsa, zamanında tedbir alabilmesi için muhatabımıza önceden bilgi verilecek.
    4. YDK’nın ve MK’nın bilgisi dışında borç alınmayacak; bu şekilde alınan borçlara karşı örg hiçbir sorumluluk duymayacak.
    5. Geçimleriyle yükümlü olduğumuz yoldaşlara sabit bir maaş sistemine geçmek hedeflenecek. İmkanlar ölçüsünde bu sistemin hayata geçirilmesi için ısrarlı olunacak.
    6. Ülkelerin düzenli gelir kaynaklarına kavuşturulması hedeflenecek; acil merkezi ihtiyaçların imkan vermesi ölçüsünde ülkelerdeki etkinliklerden elde edilen gelirlerin bir kısmı ülke komitelerine bırakılacak. Ülkelerin kendi kendilerine yeterlilik düzeye getirilmeleri ve bu temelde olanaklar ölçüsünde merkez kasaya düz enli ülke aidatı ödenme sistemine geçilmesi hedeflenecek.
    7. (Geçici madde) Bugüne kadar alınmış ve zamanında ödenmemiş borçların bir an önce tasfiyesi özel hedef olarak benimsenecek.

4 Haziran 2003

*****

8 Aralık 2004

YDK’daki yoldaşlara,

YD Konut ve derginin ‘havası’ buralarda kendini henüz tam hissettirmiyor. Bu biraz da bizlerin atacağı adımlara bağlı. Bu adımlar ve buna bağlı olarak rüzgarın farklı esmeye başlaması, maddi ve moral sonuçlarıyla dönüp ülkeye de katkıda bulunacaktır. Bu nedenle, elimizi çabuk tutmak ve atılması gereken kimi adımları bir an önce atmak gerekiyor. Bu kapsamda;

  1. YD çalışmasının bütünü ana faaliyet ve alanlar itibariyle gözden geçirilerek yeni bir reorganizasyon yapılmalı. Özellikle A ve B ük’ları yeniden dizayn edilmeli; gazete yazı kurulu yeni isimlerle takviye edilerek bir anlamda yeniden kurulmalı, ada ve huzureviyle YDK adına yürütülecek ilişki sıkılaştırılarak yeni esaslara bağlanmalı. Özellikle bu son ikisinde çok büyük bir boşluk yaşanıyor. Nedenlerin ve mazeretlerin arkasına saklanmadan kesin, kalıcı ve kurallara bağlanmış bir çözüm üretmelisiniz.

Ser. y, A ÜK’ya getirilmeli; esasında bu haliyle bile A ÜK alanın önemi ve büyüklüğü yanında zayıf ve yetersiz kalacak. Bu birimi en kısa zamanda 4 hatta 5 kişiye çıkarmayı hedeflemeliyiz. K’deki dernek önemli, onun somutunda “dernek faaliyeti nasıl olmalı”nın pilot bir uygulamasını yaratma iddiasını taşımalıyız. Fakat AÜK’nın, üstelik şimdi iki üyesinin birden oraya sıkışıp kalması gibi bir darlaşmaya meydan verilmemeli; gerek Ser gerekse G bu konuda önceden uyarılmalı.

B bölgesinde daha önce Str’deki iki y.ı merkeze çekme kararımızı gelen y ayrıntılarıyla anlatır. Bunlardan bayanı gazete YK da içinde olmak üzere, Ent büronun sekretarya işleri için de düşünmeliyiz. Asli görevleri bizce bunlar olmalı. Eşini ise -taşıdığı bütün zaafların farkında olduğumuz halde- ÜK’ya getirmek gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü yaptıkları ve yapabilecekleri itibariyle bunu fiilen hakeden bir konumda. Eleştirdiğimiz zaaflarını gözönünde bulundurarak bu konuda uyarıp uyanıklığı elden bırakmayarak hakettikleri konumları insanlara vermekten kaçınmamalıyız.

Yine halen bu organda, yani ÜK’da yer alan kadın y.ın çizdiği profil ve enerjisizliği itibariyle burada kalmayı haketmediği görüşündeyiz. Böylesi durumların, organın ve statünün saygınlığını ve otoritesini de zayıflatıp ayağa düşürdüğünü düşünüyoruz. Bu nedenlerle, işlevsel olmayan bu tür konumlara son verilmeli; o arkadaş bu görevden alınmalı. Kendisine ne gibi görevler verileceğini y.ın vereceği bilgiler temelinde siz kararlaştırın.

Ufaklığa da somut görev ve hedefler konulmalı. Dergiye katkı başta olmak üzere, ülkeye dönük olanlar konusunda biz daha önceleri kısmen konuşmuştuk kendisiyle; sizler YD çalışmasının ihtiyaçlarını da gözeterek daha somut bir görev çerçevesi belirlemeli ve kendisine de iletmelisiniz.

Ada’yla daha düzenli ve yoğun bir ilişki şart. Bu konuyu somut bir plana ve düzene bağlamalısınız.

  1. YD Konut Sonuç Bildirgesi’nin redaksiyonu ve mesajlarıyla zaman sıkışması nedeniyle yeterince uğraşamadık. Esasında bu toplantınıza yetiştirmeyi hedefliyorduk ama olmadı. Derginin bu sayısıyla ilgili yazmamız gereken yazılarını bitirir bitirmez bu işe yükleneceğiz. Bu arada sizler de, kaset çözümlemelerinin deşifre edilip dizilmesi başta olmak üzere diğer hazırlıkları hızlandırmalısınız. Kaset çözümlemelerinin bir kısmının Ber’e verilmesi doğru olmamış. Zaten müdahale edip durdurduk. Daha başka alternatif üretemiyorsanız, bitirmesi gereken tarihi de belirleyerek Str’ye, ya da burada organdan çıkarılmasını önerdiğimiz y.ye gönderin.

Bu hazırlıkları, özellikle de sonuç bildirgesini bitirip alanlara iletir iletmez, bizce her bölgede “konutu anlatım” toplantıları düzenlenmeli. Özellikle 1. ve 2. çeperimizde yer alan taraftarlarımız, yayınlardan önce bizlerden duymalılar. Sonuç Bildirgesi temelinde bilgilendirilmeliler. Arkasından da zaten dergide duyurusu yayınlanır.

  1. Konut’ta alınan kararların da takibi ve arası fazla uzamadan yaşama geçirilmesi gerekiyor. Bu nedenle, bu toplantınızda a) Kurulan araştırma-soruşturma komisyonlarının hangi çerçevede nasıl çalışmaları gerektiğini belirleyerek onların işletilmesi sürecini başlatmalısınız; b) YDK tutanaklarının yayına hazırlanması işini somut görevlendirmeler temelinde bir sonuca bağlamalısınız.
  2. Yine Konut’un ruhu ve kararlarıyla bağlantılı temel ve acil konulardan biri olarak, “Kadro eğitim seminerleri”ni yılbaşından sonra yeniden başlatmalıyız. Daha önceki deneyimlerin de ışığında, bileşimi, yöntemleri, konu başlıklarını, görevlendirmesi gereken seminercileri, vb. bu toplantınızda belirleyip kesinleştirmelisiniz.
  3. YDK adına hem kısa bir biçimde geride bırakılan yılın değerlendirmesini içeren, hem de asıl olarak önümüzdeki yılın hedef ve yönelimlerini ortaya koyan bir yılbaşı mesajı hazırlanacaktı. Bunun fazla gecikmeden, yılbaşı öncesinde çıkmasının önlemlerini almalısınız.
  4. Gazete (YD) çalışmasının genel gidişatından yola çıkarak, bir hat çizme ve yeniden organize etme konusunda bir genelge hazırlanacaktı. Özellikle son iki sayı yaşanan tıkanma ve sıkışmaları da gözönüne alarak, gazetenin yeni bir rotaya sokulması gerekiyor. Bu genel yön çizmeyi geciktirmeden yapmak gerekiyor.
  5. Maaş ve aidat sisteminin esaslarını bir kez daha kurallaştırarak bu işin ciddi takibini YDK düzeyinde yapmak gerekiyor. Belirlenen bu yönelim, belli bölge ve alanlarda bir süredir daha sistemli yürütülmesine rağmen, kimi bölgelerde aksaklıklarla, kimi bölgelerde ise hemen hemen hiçbir adım atılmamış vaziyettedir. YDK’nın bunu kurallara ve sisteme bağlaması elzemdir.Yoldaşça selamlarımızla 8 Aralık 2004

    *****

24 Ocak 2005

Merhaba,

I- Konut sonrasina iliskin olarak hem surecin tamamlanmasi hem de alinan kararlarin uygulanmasi kapsaminda asagidaki gereklilikler HIZLA yerine getirilmeli :

  1. Sonuc Bildirgesi ve mesajlar estetik bir bicimde bir kitapcik haline getirilerek dagitima sokulmali (Bizce bu sinirlar icinde kalan bir kitapcik, icimizde ve disimizdaki herkese verilebilir/verilmeli
  1. Konutta alinan karar uyarinca YDK tutanaklari butun Konut delegelerine hizla ulastirilarak okutulmali,
  1. Sonuc Bildirgesi+ Konuta yazili olarak sunulan butun gorusler+ Kisa tutanaklar (zayif veya yetersiz gorunen bolumler kaset cozumlemelerinden ozetle monte edilebilir)+ Konut’un « temel belgeler » olarak kabul ettigi YDC Esaslari+Dernekler yazisi+YD Calismasi ; Bugunku Durum ve Hedefler semineri tek bir dosya haline getirilerek (seminer kalin oldugu icin o ayri bir dosya halinde de sunulabilir) bellibasli butun guclerimize verilmeli
  2. B maddesindeki bilesenlere ek olarak tape edilen butun konusmalar tek bir CD’de toplanarak YD arsivine kaldirilmali

II- Kadro Egitim seminerleri Mart ayi icinde baslayacak sekilde organize edilmeli. Bu toplantilara kimlerin cagrilacagina dair olculer yeniden tanimlanmali, bilesim ve yontemler gecmis deneyimin isiginda gozden gecirilerek yeniden belirlenmeli, seminerlere katilim, yer secimi, gelis gidislerde dikkat edilmesi gereken kurallar vb. basta olmak uzere organizasyon konulari yeni esaslara baglanmali, butun bu konularda ÜK’LARIN GORUSLERI DE ALINMALI ve bunlar kesinlestirilip bir genelge haline getirilmeli…

ML teorinin en genel esaslari ve komunizmin kavranisindaki korkunc gerilik goz onune getirilecek olursa, bize gore bu seminerlerde agirlikli olarak hatta bir sure sadece komunist parti/kadro kulturunun gelistirilmesi ile sosyalizm bilinci ve kavrayisinin derinlestirilmesi esas alinmali. Bu kapsamda, Mart ayi icinde MUTLAKA yapilmasi gereken ilk seminerin konusu, « X Ne Icin Savasiyor ile bununla baglantili olarak komunizm dusuncesinin tarihsel evrimi » olmali.

Bu konuda kaynak olarak ; Tuzugun giris bolumu, Engels’ten Komunizmin Alfabesi ile Utopik ve Bilimsel Sosyalizm kitaplari, yani sira H. Lefevbre’nin ve Leo Huberman’in benzer icerikli kitaplari vb. onerilebilinir. Tabii seminerciler Marks ve Engels ile Lenin’den daha genis ve derinlestirilmis bir bicimde hazirlanmalilar. Seminerin konusu ve kaynaklar –tarihleri ile birlikte- EN GEC Subat’in ilk haftasi icinde guclere iletilmeli.

III- Kurulus yildonumumuzde neler yapilacagi simdiden kararlastirilmali. Bu yil bulundugumuz her yerde goze carpan/goz dolduran bir performans sergilememiz gerektigi acik ve bunun onemi ortada. Muhtemelen –henuz konusulup kesinlestirilmedigi icin muhtemelen diyoruz- MK imzali merkezi bir bildiri cikar. Ama YDK bunun disinda bir afis ve/veya 2-3 cesit pul cikarmali. Bunlarin disinda ; guclerimizin hem orgutle hem de birbirleriyle butunlesip kaynasmalarina katkida bulunacak degisik turden etkinlikler dusunulup yapilmali (tarihimiz ya da bundan sonrasina dair gorus alisverisi ve degerlendirmelerin yapildigi ‘sohbet toplantilari’, ice donuk konferanslar, komunizm ve proletaryanin mucadele tarihi acisindan anlamli yerlere geziler duzenleme, birlikte kahvalti ve eglence gunleri duzenleme vb. gibi. Yani kutlamalar tek bir bicime ve tek bir gune/haftaya indirgenmeyerek, adim adim gelistirilip yukselecek sekilde butun bir Subat ayina yayilmali.

Onceden kararlastirilan «konusma+birlikte yemek » etkinligine ise kimlerin cagrilacagina dair once olculer ortaya konulup ÜK’larin onerileri de alinarak cagrilacaklar belirlenmeli. Ancak cagrililar davet edilirlerken gevezelik yapmamak basta olmak uzere toplantinin guvenligi acisindan hangi konularda nasil bir dikkat gostermeleri gerektigi konularinda uyarilmali. Toplantida yapilacak konusmanin iceriginde nelerin ozellikle vurgulanmasinin istendigi de dahil yonteme ve icerige iliskin YDK’nin onerilerini bekliyoruz.

Kurulus ayi, ayni zamanda YD’da statulerin gozden gecirilip yenilerinin belirlendigi bir ay olmali ve bunu geleneklestirmeliyiz demistik. Bu cercevede yeni statuler belirlenmeli. Eskilerin durumu gozden gecirilip gerekli rota ayarlamalari (geri alma veya yeni uyarilarla uzatma vb. dahil) yapilmali. Bugun zaten sadece geriye degil orgut disina dusmus olan or. Felsefeci veya Ada’dan « Mektup aski » gibilerine bile bizim kendimize saygimiz ve kendi irademizi konusturmamizin bir ifadesi olarak, daha once verdigimiz bu onuru hangi nedenlerle geri aldigimizi acik bir dille ifade eden konusmalar yapilmali.

IV- Tuccar ve esi ile artik acik ve net bir dille konusulmali. Neredeyse bir yildir hicbir isin ucundan tutmayarak pratikte fiilen orgut disilasmak/geri bir taraftar konumuna cekilmekle kalmayip son zamanlarda giderek pervasizlasan bicimlerde dusunsel ve ruhsal bir yabancilasma sergilemeye basladilar. Bu arada « haksizliga ugramis kurbanlar » pozlarina burunerek beceriksizce ve pek alttan alta sayilamayacak bicimlerde bir dedikodu ve yipratma kampanyasi yurutuyorlar. Bunlara daha fazla seyirci kalmayacagimiz net bir dille hatirlatilmali her ikisine de. « Biz ne yapmisiz. ? Insanlarla konusmaktan korkar hale geldik » falan gibi masumane pozlar takinmaya kalkarak, bizleri daha fazla salak yerine koymaya da kalkmamalilar. Kirdiklari ceviz kirki gecti cunku. Ancak konuyu cok yaymadan ve detaylara bogulmadan ornegin baga geldiginde iki arada bir derede A. ile ustelik tahrifat ve yalana dayali yaptigi kulis faaliyeti vb. gibi net birkac ornekten hareketle konusulmali. Ancak su icerdeki santajciya yazdigi ve sadece ona degil asil o mektuplari denetleyenlere acikca adres gostermekten baska bir anlama gelmeyen yazismalari konusulmali, bunun altinda yatan duygu ve dusuncelerin (birey olarak kendi itibar ! ve guvenligini herseyin ustunde tutma) tarafimizdan gorulmedigini zannetmemesi net bir dille soylenmeli kendisine. O mektuplarin icerdigi kisi kultu ve sozde orgut anlayisinin mide bulandiriciligi ayri bir konu. Insanlarin nasil egitildiginin( !) ibret verici bir ornegi.

Ayrica gecenlerde buraya gelerek, onceden kimseye sormadigi gibi hatir sormak icin dahi aramayip sormadan yeni is baglantilari pesinde kostugunu ogrendik. Halbuki en son konut sonrasi kendisiyle yapilan resmi konusmada, « Yeter artik ticaret pesinde kostugun ! Gel biraz da siyaset pesinde kos ! Bir suru is yapilmaya calisiliyor ama sen yoksun. Artik bekliyoruz » denildi ve « En gec Ocak sonu tamam » demisti. Ama simdi yeni ticari isler pesinde kosuyor. Bunun kendisi cok sey anlatiyor esasinda. Niyet ve yonelimi gosteriyor. Bize, « orgut icin yapiyorum » ayaklarina falan yatmaya kalkmasin ; orgut bugune kadar bu konuda tek kurus hayrini gormedigi gibi ondan boyle birsey de istenmedi. Kendi kendine gelin guvey olmak hangi orgut anlayisinda var ? Ama o hep boyle bildigini okumaya alismis ve bu yuzden bugun bu hallere dustu zaten. Bu konuda sorulmali kendisine, kime sorarak ve kimin icin boyle isler pesinde kosuyor ? Yalniz sunu da bilsin : O’nun beceriksizliklerinin yeni faturalari ile karsilasmamak icin (bu arada bir suru karanlik iliskilere giriyor, mafya babalarinin cenazelerine falan gidiyor,vs, vs millet yarin birgun bize sorar bunlarin hesabini, bizi P-C’nin falan konumuna dusurmesi endisesini duyuyoruz) durumunu soranlar olursa sessiz kalip gecistirmeye calismayiz artik ; « bizim adimiza hareket etmedigini, bizi baglayici bir konumda olmadigini «  uygun bir dille ve gerekli sinirlar icinde soyleyebilecegimizi bilmeli ve boylesi sorularla karsilastigimizda biz de zaten soylemeliyiz.

Sonuc olarak ; her ikisine de « orgutlu bir iliskiye var misiniz yok musunuz ? Varsaniz neye varsiniz, adini koyun, biz de bilelim ve ona gore hareket edelim » denilmeli. Bir de su alttan alta veya acikca ama her firsatta dedikodu ve didikleyici tutumlarini derhal kesmeleri istenmeli. Surdurmeye devam ederlerse, biz de isin aslini ve soylediklerinin arka planindaki gercekleri soranlara anlatmaktan artik geri durmayiz ve bundan kendileri zararli cikarlar, akillarini baslarina toplasinlar !

V) Ote yandan « degisim ve gecis donemleri »nin klasik sanci ve bocalamalari artiyor. Bu Ok.’da baska turlu, Si’de baska turlu, ÜK’daki « genc »te baska turlu vb vb tezahur ediyor. Bu arada sagliksiz duygudasliklar temelinde akil sir ermez yakinlasmalar, sagliksiz gruplasma egilimleri, bunlarin disinda kalmakla birlikte tedirginlik ve gerilimler kendini gosteriyor. Bu gidisin onunu almaliyiz !

Bu konuda OZDE HAKLI ve devrimci konumda olmak tek basina yeterli degil ve istenen kazanici/donusturucu sonuclari da saglamaz. Bu ozde hakliligi ayni zamanda dogru yontemlerle tamamlamaliyiz.

Yontem sorununda dikkat edilmesi gereken noktalarin basinda ise, ozellikle sorumlu konumda olan y.larin olaylar ve kimi davranislar karsisinda sogukkanliliklarini mumkun oldugunca uzun korumalari, daha sakin davranmaya calismalari geliyor/gelmeli. Elestirdigimiz insanlara bile o elestirinin kendisini duzeltmesi icin, yani baska niyet ve amaclarla degil devrimci bir donusum temelinde kazanma/kaybetmeme amaciyla yapildigini hissettirebilmeliyiz. Tabii anlamamakta israr edenlere karsi bir sure sonra yapacak fazla birsey kalmamakla birlikte bunda israr onemli.O’nun gormemekte israr ettigi bu kazanma cabasini sureclere tanik olan baskalari gorecektir ve bu onemlidir.

Ikinci olarak, amaclanan devrimci degisimi saglayabilmek icin kisilerin yanlis ve zaaflarini konusma ve elestiri yoluyla « duzeltmeye calismak » gibi kisi odakli yontemlerden olabildigince uzak durulmali ; bunun yerine elestirdigimiz ve duzelmesini istedigimiz kisileri de isin bir parcasi yapacak, onlara hata ve zayifliklarini bizzat o surecin icinde gelismelerin/hayatin gostermesini mumkun kilacak somut hedef ve yonelimler koyarak yani « proje ve is odakli » yapici yontemleri tercih etmeliyiz.

Ucuncusu, disardan bakanlarin veya alttan alta calisanlarin yaratmaya calistiklari gibi « genel bir hosnutsuzluk, birakma ve tasfiye sureci yasaniyormus » goruntusu ve havasinin dogmamasi icin azami ozen ve esneklik gosterilmeli. Esasinda barutumu tukettim diye bas bas bagiranlarin bile gideceklerse simdi degil, 6 ay sonra gitmelerini saglayabilmek icin dahi sogukkanli davranmak becerilebilmeli.

Calismalarinizda basari dileklerimizle hepinizi kucakliyoruz. 24.Ocak.2005

*****

12 Nisan 2005

Yoldaşlar,

Organınıza yönelteceğimiz eleştirilerin doğru anlaşılabilmesi için, her şeyden önce ailenin hem genel hem de bu parçadaki durumunun “nezaketi” herkes tarafından bir kez daha iyi düşünülmeli. Detaylarına varana kadar bildiğiniz bu durumu, soyutlama düzeyinde şöyle özetleyebiliriz: Biz bugün öyle bir noktadayız ki, ya yeniden toparlanma yönünde başlattığımız adımları önümüze koyduğumuz hedefler doğrultusunda peş peşe somut sonuçlar elde ederek en başta ruhsal ve düşünsel bir değişim ve dönüşüm yaratacağız ya da zaten yaralı, zaten güvensiz, zaten çizgi ve örgüt dışılaşmış ruh hali ve her an geriye doğru kırılmaya hazır etkenlerin de varlığını sürdürmesine (bu arada derdimiz ve sorunlarımız azmış gibi önümüze her gün her saat yeni dertler ve sorunlar da çıkararak) de meydan veren yarım yamalak bir “sürünme” sürecinin sonunda duvara toslayacağız!

Ayrıca bir kez daha tökezler ve duvara toslarsak, vaziyeti toparlayıp yeniden ayağa kalkabilmemiz bu kez hepsinden daha zor ve daha güç, belki de imkansız olacak. Karşı karşıya bulunduğumuz kavşak ve sorumluluk bu denli büyük ve net.

Ancak, YD gibi geniş, ayrıca sadece mali değil siyasi ve örg.sel bakımlardan da bütün üzerindeki ağırlığı ve rolü artan bir alanın en üst organı olarak organınızın bu sorumluluğun yeterince farkında ve bilincinde olduğunu ne yazık ki söyleyemiyoruz. Bize göre birim olarak organınız ve farklı ölçülerde tek tek organ üyeleri, en başta, bütünsel bir sorumluluk bilinci ve kavrayışıyla hareket etmiyor. Herkes kendi alanında veya kendisinden istenen belli parçalara yönelmiş ve o parçalarda daralmış bir biçimde hareket ediyor.

Üstelik bazı organ üyelerinin kendilerini sınırladıkları konular gerçekten fazlasıyla sınırlı. Bazı alanlar (örneğin İng, Avus, hatta İsv) ve bazı temel sorumluluklar (örneğin ülkeyle kuryeye dayalı iletişim, yd çalışmaları hakkında ülkenin düzenli bilgilendirilmesi, transferler, vb.) organın görüş alanı içinde dahi değil. İlgilenilen konular ve dikkatler sadece mevcut bazı işlerin sınırlarını aşmıyor. Örneğin Alm çalışması aslolarak sadece Köln ve biraz da Ber olarak görülüyor; Ber oradaki y.lara ihale edilmiş durumda, yani YDK YDK olarak çok fazla görüş alanı içine almıyor; öbür yandan Köln çalışması da sadece mevcut gazete ve dernek sınırları içinde düşünülüyor ve yönetiliyor.

En azından Köln’ün çevresiyle birlikte Kuzey Ren-Westfalya bölgesine, fakat bundan da öte olunması gerektiği halde bugüne dek yönelinmemiş alan ve ilişkilere planlı ve yöntemli bir tarzda yüklenmek gibi bir yönelimin belirtilerini şu ana kadar görebilmiş değiliz. Konutta alınan kararlar çerçevesinde ülkesel bazda yeni alanlara açılım planları ve arayışlarından vazgeçtik, derlenip toparlanması gereken ilişkilerin bulunduğu Avus ve İsv bile hala kendi hallerine terkedilmiş durumda, vb. vb.

YD konutu yapmamızın üzerinden tam 6 ay geçti. Ama biz daha ne konut belgelerini hazırlayıp çıkarabildik, ne MK’nın ülke ayağını ayrıntılı biçimde bilgilendirecek doküman vd. hazırlayıp gönderdik, daha da önemlisi, ne de konutta alınan ve YD çalışmasının ilerletilmesi açısından yaşamsal önem taşıyan temel kararları uygulayabildik.

En başta YDK’nın sorumluluğunda olan ve YDK’nın da her şeyden önemli ve öncelikli sorumluluklarını oluşturan bu kararların ve işlerlik gereklerinin yerine getirilemeyişinin hiçbir açıklaması ve mazereti olamaz!

İşin kötüsü, gördüğümüz kadarıyla organ olarak YDK, bu durumun yol açtığı tahribatın ve doğurabileceği tamiri zor sonuçların çok da farkında ve bilincinde görünmemektedir. Bunların yanında çok daha tali ve önemsiz işler bunların önüne geçirilmekte, yapılmamasının ya da ertelenmesinin “gerekçesi” olabilmektedir. Bu noktada bizim için organsal sorumluluğu esastır; ancak görebildiğimiz kadarıyla M. y.ın dikkati daha fazla çekilmelidir.

Tam 6 ay geçtiği halde konut belgelerinin hala yayına ve ülkeye gönderilmeye hazır hale getirilmemiş olması arif olan için çok şey anlatan ve çok büyük rahatsızlık duyulması gereken bir göstergedir. Aynı şey, zaten fazlasıyla tahrip olmuş örg fikri ve örg.sel değerleri burada yeniden ayağa kaldırabilmemiz açısından çok özel bir öneme sahip olan eğitim seminerlerinin hala yapılmamış olması örneği için de geçerlidir.

İzleyebildiğimiz kadarıyla, zaten bilinen zayıflık ve yetersizlikleri taşıyan ÜK’lar doğru dürüst çalıştırılmamakta, defalarca konuşulup yazıldığı halde organ işlerliği esası bir kenara bırakılmaktadır. YDK 6 aydır rapor hazırlamamıştır. Konut kararı haline getirilen ve 3 ayda bir yayınlanması zorunlu olan bilgi notu ortada yoktur. Gazeteyle ilgili çıkarılması gereken genelge çıkarılmamıştır. Gazetenin yayını, satışı ve ondan da önce iç işleyişi konusunda ciddi sorunlar başgöstermiştir. Kuruluş sürecinde çıkarılmasına karar verilen materyaller epey gecikmeli çıkmıştır, arşiv hala bir düzene konulmamıştır, vb. vb.

Dikkat edilirse bunlar yeni açılımlar niteliğinde de olmayıp zaten kararlaştırılmış veya mevcut olan görev ve sorumluluklar kapsamındaki işlerdir. Ancak bunlar dahi doğru dürüst yerine getirilmemektedir. YDK’nın bütün üyeleri ve organ olarak YDK, kendisini öncelikle bu noktadan sorgulamalıdır. İleri sürülebilecek hiçbir gerekçe bu denli dağınık, hantal ve kendini belli işlerle sınırlamış bir çalışma tarzını ve sorumluluk anlayışını haklı ve meşru gösteremez.

Konut iradesiyle, altı bir kez daha çizilerek karara bağlanmış konuların ve mekanizmaların dahi işletilmemesi, nesnel ve öznel nitelikteki başka zorlanma ve sıkışma etkenleriyle de birleşerek örg.ün sorgulanması eğilimlerini yeniden hortlatmış ve ivmelendirmiştir. Örg.ün az çok örg gibi işlemeye başlamasıyla alıştıkları eski düzenleri bozulan ve yeni sürece ayak uyduramayacakları açığa çıkan “hoşnutsuzlar tayfası”nın küstahça seslerini yükseltme cesaretini bulabilmeleri de bir yana, az çok sağlıklı ve diri örg güçleri bile bazı şeyleri kafalarında yeniden sorgular hale gelmişlerdir. Bu zemini bir an önce ortadan kaldıramadığımız takdirde, tamiri giderek daha zor hatta imkansız üzücü sonuçlarla karşılaşmamız kaçınılmazdır. YDK üyeleri sorumluluklarını layıkıyla yerine getirip getirmeme sorununa bu yönüyle de bakmalıdırlar.

YD çalışmasının nasıl örg ve çizgi dışı bir hale getirildiği her geçen gün yeni kanıtlarla ortaya çıkmaktadır. Öbür yandan YD faaliyetinin stratejik hedeflerimiz doğrultusunda derlenip toparlanmasının ülkedeki faaliyetin de toparlanıp ivmelenmesi açısında taşıdığı önem de ortadadır. Organ olarak YDK ve onun üyeleri, sorumluluklarını bu odaktan görmeli ve buna uygun bir düzleme bir an önce sıçranmalıdır.

YDK üyelerinin yetenek, birikim ve potansiyelleri itibariyle üstlendiği tarihsel sorumlulukların hakkından fazlasıyla gelebilme kapasitesine sahip olduklarına dair inancımız ve güvenimiz tamdır. Zaten tepkilerimizin büyüklüğü ve eleştirilerimizin dozunun yüksekliğinde biraz da bu kapasitenin hakkının verilmiyor oluşunu görmemizin payı büyüktür.

Siz y.ların bu uyarımızı dikkate alarak gereken adımları atacağınıza inanıyor, çalışmalarınızda başarılar diliyoruz…

12 Nisan 2005

*****

6 Şubat 2013

Merhaba,

Alanda yürütülen faaliyetler ve birimin (YDK) yaptığı son toplantıya ilişkin bilgileri ilgili y.tan öğrendik. Bunların da ışığında aslında daha öncesinde yapmamız gereken kimi hatırlatmaları ve alt çizmeleri şimdi yapma ihtiyacı duyduk:

Kong sonrası önümüze koyduğumuz temel hedefler doğrultusunda ilerleme hızımız maalesef hem ülkede hem de bu alanda hala çok yetersiz. “Devrimcilikte düzlem farklılaşması yaratma”nın hala uzağındayız. Atılan kimi ileri adımlar daha çok geleneksel tarz ve ilişkilerin korunup sürdürülmesi temelinde gelişiyor. Bize sıçrama yaptıracak faaliyet ve etkinlik düzeyimizi farklılaştıracak ileriye doğru açılım halkaları yaratmakta fazla yol alamadık. İş işten elbette geçmiş değil ancak, her şeyden önce mentalite ve ölçütlerimizde (ve alışkanlıklarımızda) radikal bir değişimi bir an önce gerçekleştiremediğimiz sürece bu arzu ve yönelimlerin gerçekleşmesi de tesadüflere kalmış demektir.

Bu eksensel farklılaşmayı yaratamamanın ötesinde ‘geleneksel’ tarz ve uygulamaların kimilerinde de göreli gevşeme, gecikme ya da ertelemeler kendini gösteriyor. Toplam tabloya bunları da göz önünde bulundurarak bakıldığında ileriye doğru gitmekten, düzlem farklılaşması yönünde yol almaktan daha çok, yer yer geriye kayışların da kendini gösterdiği bir patinaj hali karşımıza çıkıyor. Eğer bu tablo bir an önce farklılaşmazsa, dışımızdaki yeni güçlerden de önce kendimizde yeni bir heyecan ve motivasyon yaratacak etkileyici adımlar atıp sonuçlar elde etmemiz gecikecek olursa, bunun sonuçları da çok tahrip edici olur ve bu sonuçların karşımıza çıkması da çok sürmez.

Onun için bu alandan en üst düzeyde sorumlu organ olarak organınız, bu alandaki faaliyetlerin örgütlenmesi ve hem kong.de hem de 2. yd konf.ında önümüze koyduğumuz hedef ve iddiaların gerçekleşmesi yönünde daha ısrarlı, daha iradi ve yaratıcı politik ve pratik bir hat izlemelidir. Bu bağlamda:

  1. “Mutlaka yaşama geçireceğimiz” sözünü ve iddiasını başa yazdığımız organın org gibi işletilmesi sürecinde herhangi bir aksamaya, ertelemeciliğe, koşullara boyun eğer idare-i maslahatçılığa bunda böyle kesinlikle meydan verilmemelidir. Bildiğimiz kadarıyla org.nınız tam bileşimli son toplantısını Aralık ayı sonunda yaptı. Öte yandan bu sorumlu org.nın en geç ayda bir toplanması ilkesel bir esas olarak belirlenmişti. Bu durumda alanınız dışındaki üyenin katılımının da sağlanacağı gündemi önceden belirlenmiş bir toplantı şimdiye kadar çoktan yapılmış olmalıydı. Ne yaşgünü hazırlıkları, hele hele ondan çok daha önemsiz kimi etkinliklere katılma mecburiyeti ya da gündelik yaşamın sınırlandırıcı kimi mecburiyetleri bu ilkesel tutumun pratikleşmesinin önünde engel olmamalıydı ve bundan sonra da olmamalı.
  2. Aldığımız ve deklare ettiğimiz kararları zamanında hayata geçirme konusunda engellerin ve bahanelerin arkasına saklanmayan bir irade, ısrar ve yaratıcılık sergilemek zorundayız. Bu cümleden olmak üzere, önce yılbaşından evvel sonra Ocak ortasında çıkarılması hedefini koyduğumuz İşçi Bülteni’nin hala neden çıkmadığını anlamış değiliz.Bize aktarılan bilgiler ışığında değerlendirdiğimizde, her adımı ve etabı kendi içinde aynı zamanda yeni güçlerle ilişkilenme, mevcut güçlerle ilişkilerimizi farklılaştırmanın aracı olarak kullanılması gereken bu bültendeki gecikmenin asıl nedeni bize, geleneksel iş yapma tarzımız olarak gözüküyor. Konuların belirlenip yazıların yazılmasındaki gecikmenin dışında yazıların çevrilmesi, mizanpaj ve baskı işlerinin farklı güçlerle ilişkilenmenin aracı haline getirilmek yerine hep bilinen ve belirli isimler üzerinden çözülmeye çalışılmış olması bu sonucu doğurmuş görünüyor.

    Bu gecikme artık bir an önce son bulmalı; bu bülten çıkmalı. Bu arada ydk’da daha önce bu konuda aldığımız karar hatırlanacak olursa bu alanda sadece bu bültenin çıkarılmasıyla da kalınmayıp güney bölgesi ve orta vadede de kuzeyde benzer bültenlerin çıkarılması gibi hedeflerle birlikte düşünülerek adımlarımız hızlanmalı. Andığımız diğer örneklerin yaratılması yönünde de ısrarlı ve sonuç alıcı bir yönelime girilmeli.

Duyduğumuz kadarıyla yaz kampı konusunda da henüz somut bir sonuç ortaya çıkmamış. Aldığımız kararların hayata geçmesi, verdiğimiz sözlerin tutulması bağlamında bu konuda (ve bağ bozumu hazırlıkları) konusunda sonuca gitme hedefi gözden kaybedilmemeli.

Yine aldığımız kararlar kapsamında yaşgününün arkasından hayata geçirilecek tarzda eğitim faaliyetinin hazırlıkları şimdiden biçimlendirilip altyapı hazırlıklarına girişilmiş olunmalı. Başka bir anlatımla, bütün faaliyetler sadece yaşgünü hazırlıkları ve bilet satışına indirgenmemeli, günlük mesaimizin ağırlık noktasını bu hazırlık oluşturmakla birlikte öncesi ve sonrasına dönük yerine getirilmesine dönük görev ve perspektifler gözden kaybedilmemeli.

YD sitesinin yeniden ör.lenmesi dışında İG sitesine ve gazeteye katkıların da farklılaştırılması konusu, üzerinde konuşup kararlar aldığımız bir başka konuydu. Bu her iki konuda da hedeflediğimiz ve olması gereken düzeyde bir farklılaşma yaratamadığımız ortada. YD sitesinin farklılaşması başta olmak üzere bu konularda da bir an önce adım atmalı ve yol almalıyız.

  1. YD’daki Türkiyeli göçmen kitlenin profilindeki değişmeler konusunu güncelleme hedefini konf kararı olarak belirlemiştik. O konudaki alt komisyon çalışmaları konusunda herhangi bir gelişme var mı? Yoksa neden? Ve olması için ne düşünülüyor?
  2. Simurg filminin güneydeki gösteriminin üstlenilip üstlenilmeyeceği sorusu iletildi bizlere. Arayan arkadaşla tel.de yaptığımız konuşmada, bu kararı sizlerin vermesi gerektiğini ve bizim açımızdan da politik-ilkesel bir sakınca görmediğimizi belirttik. Fakat yanı sıra, daha önceki tecrübelerden de hareketle, “bu işin güneydekilerle ilişkilerde yeni bir krize yol açıp açmayacağını-açmaması gerektiğini-” sorarak hatırlattık. Konuşma sonrasında konu üzerine tekrar düşündük. Kendi adımıza, güneydekilerin tutum ve yaklaşımlarını da düşününce bu filmi oraya götürmenin ortaya çıkabilecek sonuçlara değmeyeceği yargısına vardık. Sonuçta bu kararı vermesi gereken birim organınızdır. Ancak karar verilirken, işin bu yönünün öncekilerden farklı olarak daha hassasiyetle gözetilmesi gerektiğini hatırlatmış olalım.
  3. Bu hatırlatmaların dışında ülkeye de iletilmek üzere en kısa zamanda bir ydk raporunun hazırlanması gerekiyor. Bu doğal olarak yaşgünü sonrası olabilir ancak çerçevesi şimdiden kafalarda oluşmalı. Ve bir hedef olarak takvimimizde yerini bulmalı.

Çalışmalarınızda başarı dileklerimizle selam ve sevgiler…

6 Şubat 2013